Sağlık Bilgileri & Makaleler

Zamanla doğada maalesef her şey aşınıyor, eskiyor ve yaşlanıyor. Tıpkı cildimiz gibi dişlerimiz de yaşlanıyor. Diş yapısının en dışında mine dediğimiz güçlü bir tabaka vardır. Mine, dişe canlılık parlaklık verir. Gülümsediğimiz de parlak görüntüsüyle dişlerimize ışıltı katar. Fakat o parlak canlı mine, zamanla aşınır, matlaşır, çatlar ve hatta yer yer kırılır. Mine zamanla yaşlanır. Mine yaşla aşınınca dişlerde aşınır ve sonuç olarak dişlerin desteklediği alt yüz bölgesi de yaşlanır. DİŞLER ALT YÜZ BÖLGESİNİ DESTEKLEYEN TAŞIYICI SİSTEMDİR. Ön dişler dudakları destekler. Ön dişlerin 1mm aşınması dudakta 3mm kayba neden olur. Konuşurken tebessüm ederken ön dişler dudağı destekler. HATALI DİŞ FIRÇALAMA, ASİTLİ GIDALARIN TÜKETİLMESİ, ÇEKİRDEK KURU YEMİŞLER ÖN DİŞLERİN MİNESİNDE AŞINMAYA NEDEN OLURLAR. Azı dişleri, yanağı, dudağı, çeneyi çerçeveleyen yumuşak dokuya destektir. Azı dişlerindeki aşınma yüzdeki altın oranı etkiler ve burunla çene ucunun arasındaki mesafe kısalmaya başlar. HÜZÜNLÜ DUDAK dediğimiz alt dudağın kenarlarında beliren kırışıklıklar başlar. PİNPON ÇENE görüntüsü ortaya çıkar yani çene...

HASTALARIN DİŞ YAPIMINDAN BEKLENTİLERİ NELERDİR? Hastalar kliniğe başvurdukların da her zaman estetik bir diş beklentisinde olmayabilirler. Çevresinin kendisine yaptığı ''neden dişlerini fırçalamıyorsun?''uyarılarıyla kliniğe gelen hastaların; dişlerindeki lekelenmenin sigara lekelenmeleri değil, çocukken kullanılan antibiotikten kaynaklanan lekelenmeler olduğunu öğrendiklerinde sorunlarının çözümü de en az sorunları kadar kendilerinde şaşkınlık yaratmaktadır. Ya da ellerinde bir resimle kliniğe gelip hiç de kendi yüzlerine gitmeyecek bir dişin beklentisinde olmaları hekimi de kendilerini de zora sokmaktadırlar. Güzel bir gülümsemenin avantajları sayılamayacak kadar çoktur. Her kişinin kendi yüz yapısına uygun diş kriterleri vardır. O zaman ne yapmak gerekiyor? HASTANIN AĞIZ VE DİŞ YAPISINDAN ŞİKÂYETLERİ NEDİR? RAHAT RAHAT GÜLÜMSÜYEBİLİYOR MUSUNUZ? Genellikle fotoğraf çektirirken dudaklarınızı kapatır mısınız? Dişlerinizin rengini sarı mı buluyorsunuz? Dişlerinizin aralarında aralıklar ya da çapraşıklıklar var mı? Dişlerinizin üzerinde fırçalamaya rağmen geçmeyen lekelenmeler var mı? Gülümserken diş etleriniz çok mu gözüküyor? Ya da konuşurken dişleriniz hiç mi gözükmüyor? Dişlerinizin ucunda kırıklar mı var? Bütün bunların cevabı EVET ise...

• Evlilik kurumunun başlangıcı olan düğün öncesi gelin adayını bir telaş alır.'' O gün nasıl görüneceğim '' Cilt bakımları,saç bakımları yapılır.Diyet programına alınır.Herşey ama herşey o gün daha güzel görünmek içindir.Güzel görünmenin içinizdeki enerjinin yansımasına yüzünüzde en çok hangi organınız belirler .  Gözler,Kaşlar ve DİŞLER  Beyaz güzel bir gülümseme kadar etkileyici olan sizi ve kişiliğinizi yansıtan dişleriniz emin olunki düğün fotoğraflarının vazgeçilmezidir.Beyaz bembeyaz gülümseme. • Şimdi küçük bir test yapın  1. Dişlerinizden memnunmusunuz? 2. Fotoğraf  çekilirken birden dudaklarınızı kapatırmısınız? 3. Konuşurken elinizi hep dudaklarınızın önüne koyma ihtiyacındamısınız? 4. Gülüşürken dişetleriniz fazlamı gözüküyor. 5. Dişlerinizi fırçalamanıza rağmen renkleri size sarımı geliyor? Eğer cevabınız 1-2 için HAYIR.3-4-5 için EVET ise düğün öncesi estetik dişhekimliği hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.Özellikle damat adayları çünkü gelin adaylarının yanında sizinde bakımlı görünmeniz için dişlerinizin beyaz ve temiz olması gerekir.Bazen basit bir diş taşı temizliği,diş parlatılması bile sizin ihtiyacınızı karşılar.Sarı,sigara lekelenmelerine sahip dişler bir damat adayını düğün fotoğraflarında oldukça bakımsız gösterir.Düğün...

Her organın vücutta birden çok görevi vardır. Dişlerimizde çiğneme görevinin yanı sıra da yanak ve dudak dokusunu da destekler. Zamanla elastikliğini yitiren, yer çekiminin de etkisiyle sarkan ve düşen yanak ve dudağı dişerlimizle düzeltip botox etkisi yaratılabilir. Genç iken dudakları ve yanakları destekleyen dişler, zaman içerisinde diş fırçalama ve çiğneme sonucu hem boy olarak aşınır hem de yanak tarafındaki yüzeyi incelir. Bu da yanak ve dudağın düşmesine neden olur. Dişteki bir milimetrelik aşınma bile bunlara neden olabilir. Estetik ameliyatla giderilebilecek olan kırışıklığı, dişlerin kaybettiği mine tabakası çeşitli restorasyonlarla yerine konulduğunda dudak ve yanak toparlanarak giderilebilir. Kişi genç iken konuşabilir. Kişi genç iken konuşur ve gülerken üst dişleri görünür, ancak yaşlanınca üst dişerli gözükmemeye başlar yanakların aşağı sarkması ve dudak köşelerinin hüzünlü bir ifade verecek şekilde aşağıya dönmesi, çene ucunun yanındaki derin çizginin oluşmasında hep dişlerin boylarının kısalarak destek dokunun gitmesi, yüzdeki oranların bozulmasına etkendir. Diş boyunun kısalması ile düşen yanak ve...

 Dişlerimizi doğal yöntemlerle korumaya yardımcı olan besinleri, Plusdent Diş Kliniği'nden Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı anlattı. İşte o besinler İşte Diş Sağlığı İçin Tüketilmesi Gereken Besinler; 1. Kereviz; Kereviz dişlerimizi iki yolla korur. Kereviz extra çiğnememizi gerektiren bir yiyecektir bu da ekstradan tükürük salgılamamıza ki bu da çürüklere neden olan bakterileri etkisiz kılmamıza yarar sağlar. Buna ilaveten lifli ya da sert yapıda ki doğal yiyecekler dişetlerine masaj yapar ve diş aralarını temizler. 2. Peynir; Peynir dişleriniz için birden çok yarar sağlar. İlk olarak ağzınızın PH dengesini ayarlamaya yardımcı olur. Aynı zamanda çürüklere karşı koruyup, yeni çürükler olmasını engellediğini belirten Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı şekerli gıda alındıktan sonra yenilecek bir parça peynirin, şekerin dişleri çürütme etkisini giderme açısından son derece önemli olduğu ilave ediyor. 3. Yeşil Çay; Yeşil çayda bulunan katesin maddesi ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı olurken aynı zamanda kansere karşıda etkili oluyor Dolayısıyla ağız kanserlerine karşıda etkili bir maddedir....

1) DOĞRU DİŞ FIRÇALAMA;     Diş fırçalanması ve ağız bakımı diş sağlığımızın olmazsa olmazlarıdır.Bunu biliyoruz.Ama diş fırçalama alışkanlığının doğru yapılmadığı hatalı fırçalamanın yapıldığı ağızlarda ağız bakımından söz etmek mümkün değil bu nedenle diş fırçalama alışkanlığının doğru bir şekilde  yapılması gerekir. 2) DOĞRU BESLENME;      Çikolata,abur cubuun diş sağlığımızı olumsuz etkilediğini hepimiz biliyoruz.Peki dişlerimizin sağlığını koruyan yiyecekleri biliyormuyuz.PEYNİR lazein içermesiyle ağız ve diş sağlığımızı bozan  mikroorganizmalar üzerinde oldukça olumsuz etkiye sahiptir.YERFISTIĞI zengin fosfat içeriğiyle tükrük yapısını besler.YEŞİL ÇAY,ADAÇAYI antioksidan özellikleriyle tükrük yapısı ve diş eti sağlığını olumlu anlamda etkiler.      Çiçek,elma,kivi gibi yiyeceklerin ısırılarak yenmesi diş ve diş etlerinin sağlığı açısından da oldukça faydalıdırlar.  3) KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ HİZMETLERİNDEN FAYDALANMAK;      Dişler ilk ağızda yer aldıklarında oldukça derin oluk yapılarına sahipdirler.7-12 yaş arasında daimi dişlerin ağızda yer aldığı dönem  çocukların ağız bakımlarını yapamadıkları fakat abur cuburunda en çok tüketildiği dönemdir.Daha yeni ağızda daimi olarak yerlerini almış azı dişlerinin...

 Artık günümüz dünyasında teknolojinin bizi getirdiği noktada hastalıkları, yaşlanmayı, çirkin görünmeyi istemiyoruz, istememeliyiz de…  Yaşsız kadın olmak sadece Hollywood yıldızlarına ait bir özellik değil olmamalıdır da. Neden dudak kenarlarımızda beliren kırışıklıklara, kaşların düşmesine, gıdığın sarkmasına izin verelim. Şimdi burada bu yazımda uzun süredir değinmek istediğim bir konuya değinmek istiyorum.  “FACE LİFT DENTİSTRY” Yüzümüzü iki bölüme ayırır isek, üst yüz ve alt yüz olarak dişler alt yüzün en büyük desteği. Dişler sadece güzel bir görünüm olarak orada bulunmuyorlar. Çiğniyorlar, öğütüyorlar ve maalesef aşınıyorlar. Ön dişlerin 1 mm aşınması dudağın 3 mm düşmesine neden oluyor. Azı dişlerinin 1 mm aşınması ise toplam 2 mm çenenin çökmesine neden oluyor. Çene 2 mm çökünce yanaklar çökmeye, çene ucunda pinpon çene dediğimiz görüntü ortaya çıkmaya başlıyor. Alt dudak yanlarında hüzünlü dudak görüntüsü beliriyor. Aşınma devam ettikçe bu durum daha belirginleşiyor. Birçok birey bu durumu derinin yer çekimi etkisiyle sarkması olarak değerlendiriyor ama birçok estetik cerrah bu...

Diş sağlığı bilici arttıkça dişler çekilerek organlar organ gözüyle görülmekten ziyade ağızda ne olursa olsun mevcudiyetlerini korur hale geldiler. Eskiden basit bir çürük diş çekimine giderken dolgular yapılıyor, dişeti problemleri daha çok basit iken çözümleniyor. Yani dişler mümkün olduğu kadar ağızda tutuluyor. Ama bu sefer dişleri başka bir tehlike bekliyor. Dişler eskiyor ya da diğer bir tabir ile yaşlanıyor. Nasıl mı? 1.Hatalı fırçalama sonucu dişlerin dişetine bakan kısımlarında aşınmalar ortaya çıkıyor. 2.Diş sıkma ve gıcırdatma sonucu dişlerin uç kısımlarında çatlamalar, hatta kırılmalar oluyor. 3.Yaşa bağlı ya da sigara, çay, kahve tüketimine dayalı olarak dişler sararıyor. 4.Minenin zamanla aşınması sonucu dişler daha mat ve sarı görünüme kavuşuyor. 5.Dişeti çekilerek diş araları açılıyor ve dişler yelpazelenip daha çıkık ve aralıklı görünüme kavuşuyor. Peki, bütün bu yaşlanma belirtilerini nasıl ortadan kaldırıyoruz. 1.Hatalı fırçalamanın yarattığı aşınmalar genellikle diş diplerinde oluşuyor. Bu nedenle bu kısımları diş rengine uygun beyaz dolgu maddeleri ile dolduruyoruz. Kaybedilen mine dokusu...

Cildimiz zaman içinde kırışır, saçlarımız, bacaklarımız, kemiklerimiz hep zamanla yaşlanır. Peki dişler yaşlanır mı? Elbette yaşlanır. Geçmiş yüzyıllarda dişler çürüdüğünde çekilir. Ya da doğru düzgün fırçalanmadığından diş taşları oluşur, taşlar sebebiyle sallanır kendiliğinden dökülür diş. 30’lu yaşlarda dişler çekilmeye başlar. 50’lili, 60’lı yaşlarda herkes protez diş kullanırdı. Günümüzde koruyucu önlemlerin gelişmesi, diş bilincinin toplumda yerleşmesiyle artık dişler ağızda kalıyor. Kimse dişini kaybetmek istemiyor. Ama şimdi dişleri başka tehlike bekliyor. DİŞLER YAŞLANIYOR? Evet dişler yaşlanıyor, dişlerde yaşlanma belirtilerine gelince; • Diş renginin sararması, beyazlığını yitirmesi • Dişlerin ucunda oluşan kırık ve çatlaklar • Diş dibine bakan kısımlarda aşınmalar • Dişlerin aralarında açılma ve dişeti çekilmesi • Diş diplerinde fırçalamaya rağmen geçmeyen renklenmeler.   Şimdi tek tek belirtilerin nedenlerini ve alınacak önlemleri inceleyelim. Dişlerin gençken parıl parıl parladığı ama şimdi fırçalasa da sarı renkli olduğunu söylemeyen yoktur. O canım beyaz dişlere ne oluyor? Dişlerin dışında mine dediğimiz dişlere parlaklık ve beyazlık veren tabaka...

Ağzımızda bulunan bakteriler çoğunlukla dişlerin ve dilin üzerindedir. Ve özellikleri açısından şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olur. Diş doktorlarının kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.  Uzun yıllar, nedeni bilinmeyen bir hastalık gözüyle bakılan diş çürüğünün günümüzde “çok sebebe bağlı bir hastalık” olduğu anlaşılmıştır. Diş çürüğünün başlıca 3 etkeni vardır: •Bakteri plağı (Diş plağı adı da verilir),  •Karbonhidratlı gıdalar (Şeker, un... gibi),  •Kişinin yapısal özellikleri. Örneğin diş yapısı, tükürüğün miktarı ve kalitesi.)  Diş sağlığı dengeli olan bir kimsede bu etkenlerden birisi değişikliğe uğrarsa, çürük ortaya çıkar. DİŞ ÇÜRÜĞÜ NASIL OLUŞUR VE NASIL İLERLER? Çürük, daima dişin yüzeyinden başlar ve ilerleyerek dentin tabakasına erişir. Dentin, mineden daha fazla organik madde içerir. Bu nedenle çürük bu tabakada daha çabuk yayılarak dentini bir burgu gibi deler; fakat çürüğün ilerleme hızı, kişiden kişiye ve dişten dişe çok...

Dişler neden en çok gece ağrır? Gece ağrısı olmadan önce ne aşamalardan geçer?  Bu soruların cevabını bulmak için önce çürük nedir, nasıl oluşurdan başlamak gerektiğini düşünüyorum  Dişlerin en üst tabakası mine dediğimiz sert kristalize bir tabakadır. Mine dünyanın en sert maddelerindendir.  Minenin bu kadar sert olmasına rağmen çürümesine mikroorganizmalar neden olur. Bu mikroorganizmalar neden olur. Bu mikroorganizmalar ağızda koryonejik gıdaları (şeker, çikolata, kola vb. ) aynı arının poleni alıp bal ürettiği gibi tüketir. Sonucunda da asit çıkarırlar. Bu asit dişle temasında minenin zayıf olduğu yerde yavaş yavaş dökülmelere erimelere neden olur. Eritiği ve oluk açtığı bölgeye yerleşen mikroorganizma burada faaliyetine daha kolay devam eder.  Minenin altında denetim tabakası vardır. Denetim tabanını daha yumuşak ve çürüğün yayılımına daha elverişlidir. Mineyi bir noktadan aşan mikroorganizma dentinok daha çok yayılır ve dişin içindeki damar ve sinirlerin olduğu kısma ilerler. Bu ilerleyişte siz dişlerinizde soğuk sıcak hassasiyetleri tatlı bir şey yediğinizde hassasiyetler hissedersiniz. Bu aşamada...

Dişeti hastalığının tedavisinde diş ile dişeti arasında meydana gelen ceplerin derinliğinin özel bir alet vasıtasıyla ölçülmesi gerekir. Teşhis konulmasında ve tedavi uygulanmasında bu ceplerin miktarı ve derinliği önemli rol oynar. Yapılacak tedavide amaç,  bu ceplerin mümkün olduğunca sıkılaştırılmasıdır. Zira bunların içine yerleşen mikroorganizmaların sizin tarafınızdan fırçalanması ve diş ipi kullanımı ile tamamen temizlenmesi mümkün değildir.  Rutin temizlik ve kontroller normal şartlarda 6 ayda bir yapılır. Ancak periodontal hastalığı olan veya buna eğilimi olan kişilerde hekimin belirleyeceği daha kısa aralıklarla temizlik işlemi yapılır. Kök yüzeyine tutunmuş olan eklentiler küretaj adını verdiğimiz işlemle özel küretler yardımıyla, yüzeyden uzaklaştırılır ve sağlıklı kök yüzeyi açığa çıkartılır, dişetinin tekrar kök yüzeyine yapışması sağlanır. Eğer cepler bu işlemler ile sıkılaştırılamıyorsa cerrahi olarak, cebi oluşturan dişeti çıkartılır. Eğer bu aşamada erimiz olan kemiğin desteklenmesi gerekiyorsa defekt bölgesine sert doku greftleri ya da hastanın kendi dokusundan elde edilen kemik parçacıkları konularak, kaybedilen dokunun geri kazanılmasına çalışılır.(flep operasyonu). Unutmayalım; bizim...

Dişeti seviyesindeki düzensizlikler, dişler kadar gülümsemeyi etkiler. Gülümseme esnasın dişler kadar dişetleri de görünüm de önemli rol oynar. Çok fazla görülmesi ya da hiç gözükmemesi veya düzensizliği istenmeyen görüntü oluşturur.  Örneğin resimde gördüğünüz gibi ön keser dişlerin dişeti seviyesi olması gerektiği konumda, fakat yan küçük azı dişlerinin dişeti seviyesi uyumsuz. Bu nedenle bu dişler olduklarından daha kısa gözüküyorlar. Yani gülümseme de daha çoğunlukla yan küçük azı dişlerinin dişetleri gözüküyor. Bu da gülümsemede istenen bir durum değil.  Diş etlerinin seviyesi ayarlanmadan ne yapılırsa yapılsın bu dişler kısa gözükecek. Bu uyumsuzluğu gidermek için yaklaşık olarak 1-1.5 mm kadar dişetinden kesmemiz gerekecek. Dişi saran dişeti iki kısımdan oluşur. YAPIŞIK DİŞETİ: Bu kemiğe yapışık olan dişeti kısmıdır.  SERBEST DİŞETİ: Dişin boyun kısmında yer alan aynı tırnağımızın çıkış yerinde yer alan et gibi kemiğe yapışık olmayan dişetidir. Dişeti düzenlemesi bu kısımda yapılır. Bu işlem DİŞETİ MANİKÜRÜ diye de adlandırılır. DİŞETİ DÜZENLEMESİ(GİNGİVEKTOMİ) BİZE NE GİBİ AVANTAJ SAĞLAR....

Ağız ve diş muayenesi esnasında çocuğunuza eşlik edebilirsiniz. Tedavi esnasında diş hekimine güven duygusu sağlamış sağlanmış çocuk; ebeveyni olmadan da diş tedavisini yaptırabilir. Ama çocuğunuz sizi bırakmak istemiyor ise sessiz bir ziyaretçi olarak kalın ki; doktorunuz çocuğunuz üzerinde yeterli hâkimiyet kurabilsin. Birden fazla gözlemci; birden fazla kişi çocuğa müdahale eder ise karmaşık bir ortam ortaya çıkıp, güvenli ortam oluşturmak ta diş hekimi zorlanacaktır, çocuğunuz da size her istediğini yaptırabiliyor ise bu ortamı çok güzel kullanır.  İLK DİŞ HEKİMİ ZİYARETİNDEN ÖNCE ÇOCUĞUMA NELER SÖYLEMELİYİM? Çocuğunuz diş hekimini ziyaretinde bilmelidir ki, burası güvenli bir yer. Burada isteğinin dışında kendisine bir müdahale yapılmayacaktır. ’’ Bu tedavilerin yapılması onun faydasına olacaktır.’’ Bunu çocuğunuz mutlaka bilmelidir. 5 yaş altı çocuklar masalsı şeylere inanırlar. Onlara bu konuda hikâyeler anlatabilirsiniz. Çocuğunuzu doktorun mikropları kovalayacak, o sırada dişlerin azıcık gıdıklanacak sonra ona çok güçlü olmanı sağlayacak sihirli bir dolgu yapacak gibilerinden telkinlerde bulunabilirsiniz. İLK ZİYARET İlk ziyaret daha önceden...

 Günümüz diş hekimliğinde amaç bireyi diş kayıplarından korumaktır. Bunun için birçok koruyucu önlemler her ne kadar popüler olsa da, kişinin talebi olmadığı ve bu hizmetlerden faydalanamadığı durumlarda diş kayıpları kaçınılmazdır. Diş kaybı gerçekleştiği zaman ki bu kayıp tek diş bile olsa tüm diş arklarının yapıları bozularak çiğneme de, konuşmada, estetikte kayıplar yaşanır. Günümüzde artık biliyoruz ki diş arklarındaki bozulma omurgayı etkilemekte ve anlamsız bel boyun ağrılarına bile neden olmaktadır. Bu nedenle diş implantları diş hekimliği hayatına girerek diş eksikliği nedeniyle oluşan estetik, fonksiyon ve çiğneme kaybını yerine koymaktadır. Üstelik diş çekimi sonrası gerçekleşen kemik erimesini engellemekte tıpkı orijinal dişin çiğneme esnasında çene kemiğine yaptığı masaj etkisini yaparak çene kemiğinde kan dolaşımını hızlandırmaktadır. Kayıp diş sayısının arttığı ve çene kemiğinin eridiği, sünislerin aşağı sarktığı ve yeterli kemiğin olmadığı durumlarda da yapılan araştırmalar, gelişen görüntüleme yöntemleri, diş tedavisinde kullanılan aletlerin değişimleriyle implant tedavisinin başarı oranı giderek artıp %99’ lara çıkmaktadır. Günümüzde yapılan birçok...

Ülkemizde diş tedavisi yapan personelin fazlalığına rağmen çürük diş ile dolaşan pek çok birey vardır. Hepinizin koltuğuna sosyo ekonomik düzeyi yerinde kültürlü bir birey olmasına rağmen pek çok diş taşı hatta kaybedilmek üzere birçok dişi olan kişiler oturmadı mı?  Peki; her zaman bu kişiler diş hekimi korkusu yüzünden mi tedavilerini yaptırmadılar. Genel olarak “Dentalfobia” nın sebeplerini araştırmak gerekirse bu sebepler: Genel Diş Hekimi Korkusu; dişçi mi bana hiç bahsetmeyin Utanç; kişi çürüğün ve diş taşının ihmal sonucu oluştuğunu bilir. Bu konuda eleştirilme korkusu ya da utancından koltuğa oturmak istemez. Pek çok hasta vardır. “ağzımı görünce bana kızacaksınız” diyen. Kontrol kaybı; tamamen tedavinin kontrolü diş hekimine aittir. Aletler, edavatlar hep diş hekiminin kontrolü altındadır. Kontrolünü bir başkasına bırakma hissi kişiyi ürkütür. İğne korkusu; enjeksiyon veya iğne bütün bunların sonucunda uyuşukluk hissi. 5-6 saat sürebilen bu his kişiyi çok rahatsız eder.  Ortamın kokusu ve sesler; dezenfektan kokusu ve aerötörün sesi kişi için ürkütücü...

 Bu yazının başlığını okuduğunuzda bile kalbiniz atmaya, karnınıza ağrılar girmeye başlıyorsa bu yazı tam size göre. Boğaz da sanki bir yumru varmış hissi veren; ama çürük bir dişin ya da eksik olan dişin oluşturduğu rahatsızlıkla günler geçirmenize neden olan DİŞ HEKİMİ KORKUSU aslında asılsız bir korku. Nasıl mı? Çünkü günümüz şartlarında bu korkunun olmasını gerektirmeyecek şekilde diş tedavileri yapılmaktadır. Dişhekimliğin de teknoloji çok gelişti. Şimdi “ diş hekimi korkusunun” nedenlerini ve bu korkunun nasıl topluma yerleştiğini inceleyelim. KORKU DOĞAL BİR DUYGUDUR: İnsan doğasında korku duygusu vardır ve doğal bir dürtüdür. Korku, yaşamımızı sürdürebilmekte bizlere yardımcı olur. Eğer korkmasaydık, sürekli sürekli olarak sonu belli olmayan riskler alırdık. Bu nedenle güvenli bölgelerimiz vardır. Bedenimizin 50 cm ötesine kadar olan güvenli bölgemizdir.  Bu bölgemiz mahrem alanımızdır. Buradan içeriye sadece eşimiz,ebebeynimiz, çocuğumuz ve yakınlarımızın girmesi bizi rahatsız etmez. Bu nedenle asansöre bindiğimizde asansörün dibine yanaşıp aşağıya bakarız yani kendimizi kapatırız. Diş hekimlerinin çalıştıkları alan ise...

  Bir kliniğe başvuran hastalar üzerinde yapılan araştırmada (WILHEM ZECH) % 85 Daha beyaz diş % 17 Diş şekillerinin değiştirilmesi % 10 Diş yapısının uzunluğunun değiştirilmesini talep etmiştir. (AMERİCAN COLLAGE PROSTODONT 2004) Hastalarımıza estetik diş yapacağız ama onlara bu hizmeti sunar iken hangi kriterleri kullanacağız. Diş hekimi için bu gerçekten çok ama çok önemli bir konudur. Eskiden birtakım analizler vardı. Erkek dişleri şöyle olur, bayan dişleri böyle diye DR. Antania Bello’ya göre artık bu analizler geçerliliğine yitirmekte. Çünkü diş görüntülerine bakarak o kişinin cinsiyetini %100 tespit etmenin pek de imkânı olmadığını artık anlıyoruz. Diş yapımı öncesinde kişinin yüzüne ve yüz dokularına bakmak önemlidir.    •Diş eti dokuları nasıl gülümserken çok ya da hiç gözükmüyor mu? Bunların değerlendirmesini yapmak gerekir. •Dudak dokuları dudak kalın mı? İnce mi? Dudağın kalınlığının standardı nedir? Bunların analizini de yapmak gerekir. •İki göz bebeği arasından geçen çizgi nereden geçiyor? Dişlerin ucundan geçen çizgi nereden geçiyor. Dişlerin ucundan...

Diş estetiği derken dişlerin etrafını çevreleyen dişetlerinin estetiğini göz ardı edemeyiz. Bembeyaz parlak güzel görünümlü dişlerin üzerinde şişmiş kabarmış, mor, kırmızı kanamaya müsait diş taşları ile çevrili dişetleri ile estetikten bahsetmek mümkün değildir. Ağız estetiğimizde dişlerin görünümü, etrafında şekilleri, rengi, simetrisi, dokusuyla dişetleri önemli bir etkiye sahiptir. Tek tek incelemek gerekirse.  Diş eti sağlığı dişeti iltihabı nedeniyle şişmiş kızarmış diş taşı nedeniyle kötü bir görünüme sahip diş etlerinin kaderi diş eti çekilmesidir. Diş eti çekilmesi sonucunda diş araları açılmaya başlar. Bu durumda dişlerin araları gri hatta siyah görünür. Diş eti papili dediğimiz iki diş arasında diş dip aralarında yer alan diş eti papilinin kaybı kişiyi yaşlı gösterir. Özellikle 40 yaş sonrasında üst dudağın yere düştüğü alt dudağında üst dudağı takip edip daha çok görünmeye başladığı dönemde alt dişlerin arasındaki siyah görünüm özellikle politikacıların televizyon kameraları karşısında konuşmalarında antipatik, bakımsız bir görünüm hatta imaj verir. Özellikle üst dişlerin porselen kaplamaları ile düzeltildiği...

Bazı yiyeceklerin dişi çürüttüğünü biliyoruz.Bu yiyecekler karbonhidrat içeren yiyeceklerdir. .....Her türlü sekerlemeler. .....Kolalı içecekler.Şeker katılmış her tür içecek.Buna çay da dahil. .....Pasta,kek ,kurabiye,jöleli pastalar,dondurma vb. gıdalar bu grubdadır.    Eminim ki artık bu konuda hemen hemen herkes az yada çok bilgi sahibidir. PEKİ::DİŞİN ÇÜRÜMESİNİ ENGELLEYEN GIDALAR YADA ÇAYLAR VAR MI? Bilinçli beslenmenin oldukça popüler olduğu günümüzde bu konu pek de bilinmemekdedir. Süt ve süt ürünleri kalsiyumdan zengin oldukları için diş ana yapısını güçlendirirler.Ama peynirde bulunan bir madde var ki bu diş çürümesini engeller. KAZEİN: Kazein, süt içindeki baskın olan bir grup proteine verilen addır. Kazeinler, insan sütü de dahil olmak üzere hayvansal sütlerin tümünde mevcuttürler. Peynirin içindeki KAZEİN diş çürümesini engelleyicidir. Öğün aralarında peynir atıştırmak,Kolalı bir içeceğin yanında kasarlı tost yemek yada portakal suyunun yanında kaşarlı tost yemek oldukça faydalıdır. Bir çok yeme kültüründe yemeğin üzerine tatlı yenir. Bu diş fırçalanmadığında dişin çürümesini kolaylaştıran bir yeme kültürüdür.. Bazı ailelerde de yemek...