fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

ÖFKENİN VE STRESİN DİŞLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

ÖFKENİN VE STRESİN DİŞLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Öfke uygun ifade edildiğinde kişinin kendisine ve çevresine zarar vermeyen son derece sağlıklı ve doğal bir duygudur.Ancak kontrolden çıkıp da yıkıcı hale geldiğinde kişinin yaşamında sorunlar ortaya çıkar. Maalesef toplumumuz bize öfkemizle nasıl baş edeceğimizi öğretmede başarılı olmamasına rağmen birbirimizin hayatında stres oluşturma da son derece başarılıyız. Doğru iletişim ve empatinin  olmadığı yerde stres  ve öfke her zaman var olan duygulardır.Üstelik toplumumuzda bayanların öfkeli olması yadırganmakta.Erkeklerin ise öfkelerini dışarıya vurmalarına teşvik edilmektedir.

Öfke ve stres vücutta istenmeyen duygular oluşturur. Duygular bir enerjidir.Mutlaka desarj olması gerekir. Ve bir çok insan sinirlendiğinde öfkelendiğin de yemek yer.   Oluşan negatif enerjiyi  dişleri birbirine sürterek atma isteği vardır.Bu da insan da olur olmaz zaman da atıştırmaya neden olmaktadır.Olur olmaz zaman da tüketilen gıdalar özellikle çikolata ve şekerlemeler.Dişlerde çürümelere sebep olmaktadır.

OSHO (yüzyılımızın ünlü düşünürü)bir söyleminde olumsuz duygu ve düşüncelerin beden de oluşturduğu etkinin dişleri de etkilediğini ve bunun sonucunda kişilerin yemek yiyerek oluşan negatif enerjiyi ortadan kaldırmaya çalıştığını anlatmıştır.Ilık bir banyoda aynı etkiye sahip olmasına rağmen.

Louise Hay adlı yazarın (Hastalıkların psikolojik nedenleri)adındaki kitabında Diş ve dişeti hastalıkları olan insanların da öfke kontrolü olmadığı.Hatta uzun süren kararsızlık ve endişe durumu yaşayan insanlar olduğunu yazmıştır.

Yani Öfke ve strese girdiğimiz de dişlerimizi sıkıyor ve hatta gıcırdatıyoruz. Bunu yaparken ya bir lokmayı yada hiçbir şey kullanmadan sadece dişlerimizi sıkıyor ve gıcırdatıyoruz.Biz bir pirinç tanesini ezerken kullandığımız basınçın çok çok fazlasını geceliyin dişlerimizi sıkarken kullanıyoruz.  

Bruksizm(diş sıkma ve gıcırdatma)toplumumuzda çok yaygın bir hastalık.Dişlerde oluşturduğu olumsuzluklar gelince.

 .Dişlerin dişetine bakan kısımların da aşınma ve hassasiyet.(soğuk ,sıcak)  

…..Dişlerin hem çiğneyici yüzeyinde,hem de uç kısımlarında aşınma,çatlama ,kırılma.  

 

….Dolguların ve porselen kaplamaların kırılmasına neden olabilmekte.

….Kanal tedavisi görmüş ,madde kaybı çok olan dişlerde çatlak oluşumuna sebep olmakta

….Çene eklemlerin de ağrı.Baş boyun kas ağrısına bile sebep olmaktadır.  

Bir hastamda diş sıkma o kadar yoğunduki hat safhada çene ekleminde sorunları vardı.Kulakların da çınlama sesi hissediyordu.Kulak burun boğazla yaptığımız konsültasyon sonucu tedavi oldu kulak çınlamasından da kurtuldu.Kendisini ve ailesini son derece rahatsız eden bu sorundan kurtulması bizi de çok mutlu etti.

Yani düşüncelerin bir çeşit geviş getirmesi olan diş gıcırdatma ve sıkma dişler üzerinde oldukça olumsuz etkiye sahip.

Sonuçta dişlerde ve eklemlerde oldukça fazla olumsuz etkiye sahip stres ve öfkeden kurtulmak yada bir başka değişle bu duygularla baş etmenin yolunu bulmak gerekmektedir.

Anda yaşamak anın kıymetini bilmek bazen de çocukları örnek almak lazım. Çocuklar hemen bulundukları anın tadını çıkarırlar. Birçok savaşın yaşandığı ülkelerde sokak araların da oynayan çocuklar vardır. Yetişkin olarak bizler maalesef ya geçmişte ya da gelecekte yaşamaktayız. Zihnimiz sürekli meşgul. Zihni sadeleştirmek; hobiler edinip hayattan keyif almak gerekiyor.

Stresin ve öfkenin yoğun olduğu anlarda da en etkin metot derin nefes almaktır. Vücudun oksijeni bol aldığı yerde sorun olmaz. Derin nefes derken tamamen ciğerimizi bir balon gibi düşünün dik oturun omurganız dik olsun.  Ciğerinizi tıka basa havayla doldurun öyle ki hiç boş yer kalmasın. Bunu yaparken ta göbeğinize kadar havanın dolduğuna emin olun. Bakın yeni doğan bebeklere nasıl nefes alıyorlar. Ondan enerjik ve mutlular. Daha önceden bizde mevcut olan özelliklerdi bunlar. Sadece tekrar hatırlayalım. Derin derin nefes alın ve rahatlayın. Miktarına kendiniz karar verin. Nasılsa fazlasının zararı yok. Ama asla '’rahatlamayacağım işte rahatlamayacağım'' diyen içinizde ki sesi dinlemeyin. Hata onu kısın. Daha kaliteli ve mutlu yaşam elimizde, inanın ki bu böyle. Kötü duygular bedeni hasta ediyor. Hastalanan beden de tekrar ruhu.

Bruksizm’ in tedavisinde geceleri takılan gıcırdatmayı engelleyen apareyler kadar BOTOX’ da etkin. Diş gıcırdatmasına neden olan başlarda rahatlamayı sağlayan botox, birçok birey tarafından geceleri takılan apareylere göre daha çok tercih ediliyor. Gece diş gıcırdatanlar kullandıkları apareyi bile yırtabiliyorlar. Ama botoxla gıcırdatmayı yapan “MASSETER” kası 6 aylığına rahatlıyor. Kişi geceleri hatta gündüzde bu kasın aşırı aktivitesinin oluşturduğu dişlerdeki baskıdan kurtuluyor. Dişler deforme olmaktan kurtuluyor. 

Dişler deforme olup boyutları kısalınca yüze destek olma özelliği giderek dudak yanlarında hüzünlü görüntü, diş uçlarındaki sivri sivri görüntülerde sizi olduğunuzdan daha asabi ve hüzünlü gösteriyor. Üst dudağınız incelip alt dişleriniz gözükmeye başlıyor. Bugün birçok politikacının konuşurken gözüken dişleri alt dişleridir. Aşınmış öfkeden ve stresten düzleşmiş dişler. Sizce bu bir tesadüf mü?

PEMBE ESTETİK
OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA YAŞANILAN AĞIZ VE DİŞ ...

İlgili Makaleler

 

By accepting you will be accessing a service provided by a third-party external to https://www.turkiyedetedavi.com/