fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

İlk, orta ve lise eğitimimi Adana’da tamamladıktan sonra 1983 yılında girdiğim Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1990 yılında mezun oldum. 1991-1994 yılları arasında bir süre Ankara Atatürk Göğüs hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi’nde göğüs hastalıkları asistanlığı ve Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde radyoloji asistanlığı yaptım. Daha...

İlk, orta ve lise eğitimimi Adana’da tamamladıktan sonra 1983 yılında girdiğim Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1990 yılında mezun oldum. 1991-1994 yılları arasında bir süre Ankara Atatürk Göğüs hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi’nde göğüs hastalıkları asistanlığı ve Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde radyoloji asistanlığı yaptım. Daha sonra 1994 yılında Çukurova üniversitesi Tıp Fakültesi (ÇÜTF) Radyoloji Anabilim Dalı’na (AD) radyoloji uzmanlık eğitimi için girdim. Uzmanlık eğitimimi 1999 yılında tamamladım. Birbuçuk yıl kadar Adana’da özel bir hastanede çalıştıktan sonra ÇÜTF Radyoloji AD’ye 2000 yılında öğretim görevlisi olarak tekrar başladım. 2005 yılında radyoloji doçenti, 2011 yılında radyoloji profesörü oldum. 2016 yılında öğretim üyeliği görevimden emekli olarak ayrıldım. Eylül 2016 tarihinden itibaren İstanbul Medipol Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalında çalışmaya devam etmekteyim. 2000 yılından beri genel girişimsel radyolojik işlemlerle başladığım uzmanlık alanıma, 2005 yılından beri özellikle girişimsel nöroradyoloji alanında devam etmekteyim. Evli ve bir çocuk babasıyım.

Devamı

DURAL ARTERİOVENÖZ FİSTÜLLER (DAVF)

Dural arteriovenöz fistül nedir? Dural arteriovenöz fistüller (DAVFler), beyni saran ve dura denen tabaka yüzeyindeki arterler (atardamar) ile venler (toplar damar) arasındaki anormal bağlantılardır (fistüller). Yer yer yumak tarzında düzensiz anormal damarlar eşlik eder. Dural arteriovenöz malformasyon olarak da isimledirilirler. DAVF neden oluşur? Başlangıçta doğuştan olduğu kabul edilmekle birlikte, şu anda sonradan oluştukları kabul edilmektedir. Tetiği çeken mekanizmanın arteriyel basıncın (arteriyel hipertansiyon) veya venöz basıncın (venöz obstrüksiyon) artması olduğu düşünülmektedir. DAVM’ler sıklıkla drene edici (boşaltıcı) dural sinüslerin (beyindeki geniş toplar damarlar) oklüzyon (tıkanıklık) veya stenozu (darlık) ile ilişkilidir. DAVF’ler nerde görülür? DAVF’ler kafa ve omurilik lokalizasyonunda her yerde olabilir. DAV’ler hangi yaşlarda görülür? DAVF'ler sıklıkla 50-60 yaşlarında görülür. Çocuklukta oldukça nadirdir. Görülme sıklığı erkek kadın açısından farklı olmamakla birlikte kavernöz sinüs fistüllerinin % 85’i kadınlarda görülür. DAVF’ler hangi şikayetlere ve bulgulara yol açar? DAVF’ler klinik olarak oldukça değişkendirler. Spontan kürden ölümcül kanamalara kadar değişen klinik gidiş gösterebilirler. Sıklıkla pulsatil tinnitus, tril,...
Devamını okuyun
  46646 Tıklanma
  0 yorum
46646 Tıklanma
0 yorum

Karotid Arter (Şah Damarı) Darlıkları ve Damar Yoluyla Tedavisi

Şah damarı darlığı nedir, hangi şikayetlere yol açar? Boyunda  her iki tarafda sağlı sollu yer alan karotis atardamar darlıkları diğer adıyla şah damarı darlıkları, damar iç yüzeyinin plak ile kaplanması sonucu oluşan bir hastalıktır. Oldukça önemlidir. Çünkü beyne pıhtı atıp hastaların ölümüne veya bağımlı (felçli) yaşamalarına yol açmaktadır. Bu hastalar genellikle beyne pıhtı atması nedeniyle doktora başvururlar. Bazı hastalarda ise pıhtı beyne pıhtı atmadan damarın giderek daha fazla daralması ile baş dönmeleri, unutkanlık gibi şikayetlere de yol açar. Darlık derecesinin % 50'nin üzerine çıkması durumunda beyne pıhtı atma riski belirgin artmaktadır. Bu hastaların beyne pıhtı atmadan yakalanması ve önlem alınması önemlidir. Bu hastaların kan sulandırıcı ilaç kullanmaları pıhtı oluşma riskini azaltmaktadır. Hastalık neden oluşur ve kimlerde sık görülür? Bu hastalık, genellikle, ileri yaş hastalığı olup nedeni ateroskleroz yani damar sertliğidir. Bu hastalığın oluşmasına sıklıkla sigara, alkol, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kanda yağların yükselmesine yol açan ailesel hastalıklar, ileri yaş ve sedenter...
Devamını okuyun
  16353 Tıklanma
  0 yorum
16353 Tıklanma
0 yorum

SEREBRAL ARTERİOVENÖZ MALFORMASYONLAR (BEYİN DAMAR YUMAKLARI)

Serebral arteriovenöz malformasyon (AVM, Beyin damar yumağı) nedir ve neden önemlidir? AVM, atardamar (arter) ile toplardamar (ven) arasındaki anormal bağlantıdır. Normalde aralarında bulunması gereken ve kapiller dediğimiz yatak yoktur. Aradaki geçiş normal olmayan ve kanamaya eğilimli hastalıklı damarlarla sağlanır ve bunlar yumak oluştururlar. Yumağın merkezinde beyin dokusu normal değildir. Hasar görmüştür veya gelişmemiştir. Özellikle beyin kanamasına yol açabileceği için önemlidir. Tanı konulduktan sonra yıllık ani ölüm riski % 1 olup kanamış bir AVM’nin tekrar kanama riski oldukça yüksektir. Görülme sıklığı nedir? Serebral AVM’ler, genel olarak nadir olup, beyinde görülen damarsal anomalilerin en sık olanıdır. Görülme sıklığı yaklaşık binde 2’dir. Beyin anevrizmalarına (baloncuk) göre 5-25 kat daha az görülür. 50 yaşından önce genellikle tanı konmuştur. AVM’ler neden gelişir? AVM’ler genellikle doğuştan olup sonradan da gelişebilirler. Hastalığın neden dolayı geliştiği bilinmemektedir. Beyin büyüdükçe AVM’ler de büyür. AVM’lerin oluşması, büyümesi ve kanaması ile ilişkili tam olarak ortaya konulmuş risk faktörleri yoktur. Beynin ve omuriliğin...
Devamını okuyun
  18064 Tıklanma
  0 yorum
18064 Tıklanma
0 yorum

AKUT İNME VE TEDAVİSİ

İnme, özellikle ileri yaşlarda pıhtı ile beyin damarlarının aniden tıkanması ve bu nedenle beyin fonksiyonlarının bir kısmının kaybedilerek felç olunması halidir. Etkilenen kişilerde sıklıkla ölüme ve daha sonraki yaşamlarında bağımlı yaşamalarına yol olmaktadır. İnme halk arasında felç olarak da bilinir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir toplumsal sorun olan bu hastaların erken tedavisi, bu nedenle olan ölümleri ve bağımlı yaşamayı önlemek açısından oldukça önemlidir. Tıp alanında son yıllarda yaşanan baş döndürücü gelişmelere rağmen inmeye bağlı ölümler, bir çok ülkede 3., bazı ülkelerde ise 2. sırada yer almaktadır.  Diğer taraftan sakatlığa yol açan hastalıklar açısından ilk sırada olması dikkat çekicidir. Felç sonucu kişisel mağduriyetler, aile dramları yaşanmakta ve büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır. İnme gelişen hastalarda damar tıkanıklığına yol açan pıhtı %60-70 oranında kalpteki problemlerden kaynaklanmışken, % 20-30 hastada ise boyundaki damar sertliği ve darlık gelişmiş damarlardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalar başlangıçta sadece ilaç le tedavi edilirken 2014 ve 2015 yılında...
Devamını okuyun
  37411 Tıklanma
  0 yorum
37411 Tıklanma
0 yorum

GİRİŞİMSEL NÖRORADYOLOJİ

Girişimsel nöroradyoloji son yıllarda teknolojik gelişmelerle giderek daha yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemlerini içeren girişimsel radyoloji alt bölümüdür. Girişmsel nöroradyolojide yapılan tedaviler baş-boyunda, beyinde ve omurilik-omurga bölgesi ile ilgili damarsal hastalıkların damar yoluyla ameliyat etmeden tedavi etmektedir. Tedavisi yapılan bu hastalıklar kısaca sıralanmıştır. Beyin anevrizmaları (baloncuk): Beyin damarlarında görülen ve genellikle beyin kanamasına yol açan anevrizmaların (baloncuk) endovasküler tedavisi sık yapılan işlemlerden birisidir. Bu hastalar genellikle beyin kanaması ile gelmekte olup tedavi edilmediği takdirde ölümle veya kalıcı nörolojik hasarla (felçlik gibi) sonuçlanmaktadır. Bu tedavide anevrizmanın yerine ve şekline bağlı olarak farklı endovasküler tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Bazen anevrizmanın sadece içi doldurularak kapatılmakta, bazen bu işlem balon yardımı ile veya stent yerleştirilerek yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise, uygun hastalarda sadece anevrizma boynuna kaplı stent yerleştirilerek kısa sürede tedavi edilmektedir. Nadir durumlarda anevrizma ile birlikte damar tamamen de kapatılabilmektedir. Arteriovenöz malformasyon (AVM, Damar yumağı): Beyin, omurilik ve baş-boyundaki damarlarda doğuştan veya sonradan oluşan (genellikle travma...
Devamını okuyun
  16692 Tıklanma
  0 yorum
16692 Tıklanma
0 yorum

Beyin Anevrizmaları (Baloncuk)


Anevrizma nedir? Beyin anevrizmaları, diğer adıyla beyin baloncukları beyin atardamarlarının normal duvar yapısının bozulup zayıflaması sonucu damar dışına doğru genişlemesi yani balonlaşmasıdır. Anevrizma yaygınlığı nedir? Toplumda görülme sıklığı % 1-5 arasında değişmektedir. Kadınlarda erkeklere göre biraz daha sık görülür. En sık görülme ve kanama yaşı ise 40-70 yaşlar arasındadır. Anevrizma büyüdükçe kanama riski de artmaktadır. Beyin anevrizmaları neden önemlidir? Beyin anevrizmaları önemlidir, çünkü anevrizmalar kanayabilirler ve kanadıkları zaman ölüme yol açma oranları oldukça yüksektir. Hasta tedavi olabilse bile çeşitle nörolojik problemler kalıcı olabilir. Anevrizmaların belirtileri nelerdir, hangi sıklıkta görülür? Anevrizmaların çoğu kanayana kadar genellikle herhangi bir belirti vermez. Kanama dışında en sık belirti baş ağrısıdır. uzun süreli baş ağrısı çekenlerde ve baş ağrısı karakter değiştirdiğinde, veya ani şiddetli baş ağrıları olduğunda beyinde baloncuk olabileceği akla gelmeli ve uygun tetkiklerle araştırılmalıdır. Kanama olduğunda hastalar, hayatları boyunca görmedikleri en şiddetli baş ağrısını tarif ederler. Kanama ile birlikte bilinç kapanmasına ve % 20-30 hastada...
Devamını okuyun
  44661 Tıklanma
  0 yorum
44661 Tıklanma
0 yorum